بِسْــــــــــــــــــــــمِ اﷲِارَّحْمَنِ ارَّحِيم
Eûzu billahi mineş-şeytânirracîm Bismillahirrahmanirrahîm
Hamd alemlerin Rabb’i olan, insana bilmediğini öğreten Allah’a mahsustur.
“Ve ma tevfîkî illa billah aleyhi tevekkeltü ve ileyhi ünîb”
“…Başarım ancak Allah’tandır, O’na güvendim; O’na yöneliyorum.”
Hûd suresi 88. Ayet
es-Selamü Aleyküm ve Rahmetullah..
Uzuuuuuun bir aradan sonra tekrar blog yazmaya karar verdim. İlk yazı sanırım biraz uzuuuun olacak ama yine de detaylı bir şekilde neden blog yazmayı bıraktığımı ve arada neler yaşandığını kısaca özetlemeye çalışarak bundan sonraki yazılar hakkında yönlendirici bilgiler vermek istiyorum. Hem sanal dünyada hem gerçek dünyadaki yakın çevremden sürekli sitemin neden kapalı olduğunu çok sık duyar oldum. Öncelikle ortak bir cevap olması için bu konuya değinmek istiyorum.
Yaklaşık 2 buçuk yıl kadar önce 17.09.2015 tarihinde sunucuda bakım yapmak için blog sitem de dahil olmak üzere sunucudaki tüm siteleri kapattım. Bakım 1-2 hafta kadar sürmüştü. Güvenlik testleri, güncelleştirmeler, çeşitli özel ayarlar vb. birçok şey ile uğraştıktan sonra diğer siteleri sırasıyla açtım ama blog siteme bir türlü sıra gelmedi. Sunucuda önemli iş projeleri olduğu için onlara odaklandım ve bir süre sonra blog sitemi açacak vakit bulamaz hale geldim. Aradan 1-2 ay geçtikten sonra “şimdi vakti geldi” dediğim bir an geldi ama o zaman da iş stresinden doğan psikolojik yorgunlukla “şimdi açsam ne yazacağım ki? en iyisi biraz daha kapalı dursun” dedim ve deyiş o deyiş bugüne kadar ertelendi durdu. Aradan geçen 2 yılda hiç mi zaman bulamadın diyor olabilirsiniz. Deyin deyin, ben de aynı şeyi dedim kendime. Aslında zaman bulduğum ve yazacak birikmişliğim oldu ama bu kez de kendi kişisel zevklerime takıldım. Sitenin temasını beğenmiyordum biraz uğraşayım güzel bişeye benzetince açarım dedim. Sonra tema buldum bu kez wordpress yapmayayım ya kendim yazayım dedim yine erteledim. Bu kez kendi sistemimi yazdım ama başka kişisel konulara takıldım ve yine kaldı. Öyle böyle bir şekilde ertelendi durdu. Bu süreç içerisinde ben yine boş durmadım tabi. Bilgisayarımda offline bir blog oluşturdum diyebilirim. Çeşitli formatlarda (txt, odf, pdf) birçok yazı yazdım ve 5 harddisk’in içinde bir yerlere attım. İhtiyacım oldukça arama araçlarıyla makaleyi bulup tekrar okuyordum. Çevreden soranlara da sürekli dosya göndermeye başlamıştım. Yıl başından önce geçen 1 yılımın z raporunu alırken “hazır yeni yıl başlamışken ben de kendime bir yeni başlangıç yapayım ilk iş olarak blog sitemi tekrar açayım” dedim ve 1 Ocak’da offline 2 Ocak’da ise online olarak siteyi açtım. Şimdilik wordpress altyapısıyla ve pek de beğenmediğim bir temayla yeniden yazmaya başlıyorum ama mümkün olan en kısa zamanda temada birkaç değişiklik yaparak ve altyapısında da köklü değişiklikler yaparak yazmaya devam edeceğim Allah’ın izniyle.
Geçen 2 buçuk yıllık süreçte çeşitli firmalarda çalıştım, güzel ayrılıklar da oldu kötü ayrılıklar da. 2015 yılında DGS ile bir üniversiteye yerleştim ama gitmedim işe odaklandım. 2016 yılında iş yüzünden okula hiç ilgi göstermedim açıköğretimde okuyordum onu da bıraktım. 2017 yılında tekrar aşka gelip okumak istedim ve yeniden üniversiteye yerleştim. Şu anda Bilgisayar Mühendisliği bölümünde okuyorum ve bir kaza bela olmazsa 2019 yılında mezun olacağım. En son 5 buçuk sene önce 2012’nin Haziran ayında üniversiteden mezun olmuştum. Şimdi tekrar örgün öğretime başlayınca kendimi biraz garip hissettim (2014 yılında 2-3 aylık bir üniversite maceram daha olmuştu ama onu saymıyorum). Kolay alıştım diyemem, iş hayatının her gün farklı heyecan ve stres yaşatmasına öyle bir alışmışım ki okulda aynı heyecanı bulamayınca kendimi bir an ilk okulda yeniden okuma yazma öğreniyor gibi hissetmeye başladım. Hele bir de hoca derste for döngüsü şu şekilde çalışıyor diye anlatmaya başladığı o gün “Allahımmm ben nereye düştüm böyle” dedim. Muhtemelen seneye dersler biraz daha zorlaşınca belki zevkli geçmeye başlar ama bu sene berbat geçeceği kesin. Sözün özü şu anda gündüz sıradan bir polis memuru gibi geceleri ise azılı bir suçlu gibi yaşan birisim diyebilirim. Gündüz sıradan bir öğrenci gibi okula gidiyor, günlük programıma ayak uydurarak ders çalışıyor, ödevlerimi yapıyorum. Geceleri ise yeni bir hayat başlıyor ve hem eski çalıştığım yerlerden aldığım işleri hem de freelance aldığım işleri yaparak geçimimi sağlıyorum. Ne zaman uyuduğumu merak mı ediyorsunuz ? Doğrusu onu ben de merak ediyorum 🙂 Genelde günde 2 ila 4 saat kadar uyuyorum ama 3-4 günde bir normal insanlar gibi 8 saat ve üstü uyumaya çalışıyorum. Okul olmasa hayat daha güzel olurdu aslında ama şimdilik katlanmam gerekiyor. Muhtemelen 3 sene kadar sonra aklıma gelir de bu yazıyı güncellersem tekrar fikirlerimi yazarım.
Şimdi gelelim bundan sonraki yayın hayatı boyunca bu blogda göreceklerinize. Öncelikle şunu belirmek istiyorum ki bu blog tamamen kendime yazdığım notlardan ibaret olacaktır. İlk kod yazmaya başladığım 2005-2006 yıllarından beri birçok konuda bilgi edindim ama hem aradan geçen yıllar sebebiyle yeni bilgiler eklendikçe eskilerini unutur oldum hem de her insan gibi kişisel hayatımın yorgunluklarından dolayı bazı konular aklımdan çıkmaya başladı. Öncelikli amacım bildiklerimi unutmamak adına kendime not tutmak. Ardından şimdi yeni öğrendiklerimi ve yeni yeni ilgi duymaya başladığım konulardaki araştırma sonuçlarını yazmayı düşünüyorum. Genel olarak blogda php, html, css, java, çok nadiren c# başta olmak üzere yazılım güvenliği, sunucu güvenliği, codeigniter ve laravel gibi framework yazıları, linux sistemleri, mysql ve mssql gibi veritabanı sistemleri, blockchain, yeni teknolojik gelişmeler, roman, hikaye vb. türlerde okuduğum kitaplar, yazılım ve diğer teknolojik alanlarda okuduğum kitaplar hakkında yorum ve yönlendirici yazılar ve iş hayatının saçmalıkları hakkında yazılar yazmayı düşünüyorum. Mezun olduktan sonra ilk iş başvurunuzdan kendi mesleğiniz hakkında “bana bu alanı seçtirenin veya hay bu mesleği seçen kafamın” diye sitem ettiğiniz an’a kadar yaşayabileceğiniz sıkıntılar hakkında da arada yazılar yazmayı düşünüyorum. Mezuniyet sonrası geçen süre ve çalıştığım şirket sayısına bakacak olursan çok fazla şirkette çalıştığım açıkça belli oluyor. Daha doğru düzgün okuma yazma bilmediği halde senin üstüne üniversite okuyup yıllarca kafa patlattığın konuda sana akıl verecek kadar kendini zeki sanan patronlardan, ekip lideri olmanın koltukta göbek büyütmek olduğunu sanan iş arkadaşlarından, devletinden ve senin geleceğinden çalarak hem sigortanda hem maaşında hile yapan insan kaynakları personelinden ve patron bozuntularından, patronunun sağ kolu mu sol kolu mu yoksa başka bir yeri mi olduğu belli olmayan omurgasızlardan ve sonunda da kendi ekibinle çalışmanın güzelliğinden de bahsetmeyi düşünüyorum. Tabi arada da freelance iş nasıl alınır, yapılır, kazasız belasız teslim edilir o konulara da değinmeyi düşünüyorum. Son olarak da bir mizah konusu olarak arada iş ilanlarını incelemeyi düşünüyorum. Hani şu askerliğini yapmış, üniversitelerin ilgili bölümlerinden aynı anda 5 diploma ile birincilikle mezun olup, html, css, php, asp, jsp, robotik programlama, yapay zeka, blockchain, c#, python, photoshop ve bilimum bilgi teknolojileri konularında 15 yıllık tecrübe edinmiş ama 22 yaşını geçmemiş eleman arayan iş ilanlarından bahsediyorum. İlanı vermeden önce ilk iş olarak yorulmaması için beyinin bir kenara koyup sonra ilanı yazmaya başlayan kişiler olduğu sürece bu konuda hiç kaynak sıkıntısı çekeceğimi düşünmüyorum 🙂 Bu yazıyı okuyan yeni mezun veya dinazor diye tabir ettiğimiz kişiler de dahil olmak üzere herkese ilk tavsiyem iş hayatınız boyunca unutmamanız gereken en önemli şey bir Türk patronla çalıştığınızı asla unutmamanız. Nedense son 5 yılımda çoğunlukla “beyni yok fikri var” diye tabir ettiğimiz patronlarla çalıştığım için biraz dertliyim bu konuda.
Toplarlayacak olursak; yazmayı düşündüğüm çok konu var. Hangisine ne zaman başlarım ne kadar zaman ayırırım bilmiyorum ama mümkün olduğunca bir programa ayak uydurur gibi düzenli aralıklarla yazmaya çalışacağım. Erzurumlu İbrahim Hakkı’nın da dediği gibi; Mevlâ Görelim Neyler Neylerse Güzel Eyler.
.. tekrardan es-Selamü Aleyküm ve Rahmetullah..
İlk Yorumu Siz Yapın